Istanbul asla uyumaz. Her zaman her kösede birileri bir seyler yapmaktadir, gecenin geç saatlerinde bile; insan mecburen her tür müzik, gürültü ve elbette, isik ve gölgenin kakafonisinde dalar uykuya.

Istanbul’un kentsel yasamina müdahale etmek isteyen bir çagdas sanat bienali de uyumamali. Uyumak yerine, halka geceyi geçirip sehrin güzelliginin tadini çikaracagi bir mekân sunmali.

Antrepo’nun kentsel labirentinin kalbinde, 10’dan fazla sanatçi tarafindan hazirlanan mekâna özgü enstalasyonlarin yer aldigi iki katli bir yapi, “Rüya Evi”ni olusturuyor. Burasi insanlarin gece gelip sehri olagandisi açilardan kesif ve tefekkür edebilecekleri bir mekân; rüyalarini ve hayallerini paylasabilecekleri.

Bu tür bir gereç, belirli bir toplumsal hatta siyasi önem tasiyor, ve özellikle de bürokratik düzen takip eden, hatta ona tapan, sanatin giderek daha da fazla günlük bir meta olarak tüketildigi bir gerçeklikte, günde 24 saat isleyen ve sanatsal hayalgücünün ve yaraticiligin en ‘tinsel’ ve mahrem disavurumlarini sunan bu Rüya Evi, ‘normallige’ panzehir olabilir. Verimliligi savunmak yerine, insanlar etkili, ruhani ve hassas olani tecrübe etmeye davet ediliyor. Tefekkür, rüya, hayal ve ask, sonuna kadar yasanan kentsel bir hayat açisindan vazgeçilmez.

1960larda ve 1970lerde Çin’deki Kültür Devrimi sirasinda ‘alt sinif’ elit hakkindaki elestirilerini ‘Dazibao’lar (büyük harflerin kullanildigi gazete/afis) seklinde dile getirmeye tesvik ediliyordu. Köse baslari halkin tartisma yerleri haline geldi. Totaliter propagandaya ragmen bu yaklasim radikal bir demokrasi biçimine örnekti, hatta kentsel gerilla-benzeri bir ayaklanma özelligi üstlendigi bile söylenebilir. ‘Dazibao’nun Çin’de Kültür Devrimi’nden sonra, tam da totaliter yönetime meydan okumaya katkida bulundugundan, yasaklanmis olmasi sasirtici degil; ‘Dazibao’, toplumun ‘alt’indan reform ve açiklik talep eden ses haline gelmisti. Pekin’in Xidan bölgesindeki ünlü “Demokrasi Duvari” aralarinda en çarpici örnekti.

Yeni teknoloji ve küresel iletisimin hakim oldugu çagimizda en demokratik ifade biçimi nedir? Bu ifade biçimi bugünün kentsel alaninda nasil ortaya konabilir? Bir “Video Dazibao” projesi buna açik bir cevap olusturabilir. 10. Uluslararasi Istanbul Bienali için bes Türkiyeli küratör, yapilan halka açik çagriya gelen basvurular arasindan 150’den fazla kisa video çalismasi seçmek üzere davet edildi. “Gecegezenler” basligi altinda, program geceleri sehrin farkli yerlerinde, merkezden çepere, halka açik yerlerde gösterilecek. Hollandali sanatçi çift Bik Van der Pol arastirmalari sonucunda 25 nokta belirlediler ve mobil projeksiyon cihazini tasarladilar.

Istanbul Bienali’nin tarihinde ilk defa, ‘yüksek kültür’e erisimi olmayan bölgelerde yasayan binlerce kisinin çagdas sanatla dogrudan temasa geçmesini saglayacak gerçek açik bir katilim olanakli kilindi. Veya, çagdas sanat gerçek kamusal bakisin sinirina tasindi.