PAUL CHAN


Paul Chan 1973’te Hong Kong’da dogdu, çalismalarini New York’ta sürdürüyor. 1996’da Chicago Sanat Enstitüsü’nden mezun olan Chan, 2002 yilinda Bard College’dan MFA derecesini aldi ve su anda New York’ta, Greene Naftali tarafindan temsil ediliyor. Son dönem kisisel sergileri arasinda Serpentine Müzesi (Londra), Stedelijk Müzesi (Amsterdam, 2007), Kumas Atölye ve Müzesi (Philadelphia, 2006-07), Portikus (2006), Galleria Massimo De Carlo (Milano, 2006), Çagdas Sanat Enstitüsü (Boston, 2005), UCLA Hammer Müzesi (Los Angeles, 2005) sayilabilir. Sanatçinin son dönemde katildigi toplu sergiler arasinda ise Whitney Bienali, Whitney Amerikan Sanati Müzesi (New York, 2006), “Uncertain States of America/Amerika Belirsiz Durumlari”, Astrup Fearnley Museet for Moderne Kunst (Oslo, 2006) (gezici sergi), Seville Bienali (2006), “I Still Believe in Miracles/Hala Mucizelere Inaniyorum”, Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris (2005), “Greater New York/New York Büyüksehir”, P.S.1 Güncel Sanat Merkezi (New York, 2005), “New Work / New Acquisitions/Yeni Isler / Yeni Alimlar”, Modern Sanat Müzesi (New York, 2005), 8. Lyon Çagdas Sanat Bienali (2005), Carnegie International, Carnegie Sanat Müzesi (Pittsburgh, 2004) sayilabilir.

1. Isik

Chan’in yeni çalismasi hakkindaki en çok alintilanmis açiklamalarindan birini simdi daha iyi anlamamiz mümkün. 7 Isik, Chan’in kendi ifadesiyle, tam olarak “isik ve silinmis isik hakkinda”. Böylelikle Chan’in projesinin ismini yazis seklindeki tuhafligi anlamis oluyoruz, sanki bütün döngü kendi kendini yok etme isaretinin gölgesindeymis gibi. Ayrica bütün döngü boyunca isikla gölgeler arasinda kurulan karsitligi da anliyoruz. Çalisma ne biri ne de digeri hakkinda: hem isik hem de ‘silinmis’ isik, yani gölgeler -bir zamanlar isik olan yerdeki basit yokluk. Proje, yoklugun kalbiyle yüz yüze geliyor ve bu kendini-iptal-edisini biçime dönüstürüyor. Vardigimiz yer, bir kere daha Foucault’nun kelimeleriyle söyleyelim, “düsünce degil, unutus; çeliski degil, silici itiraz; uzlasma degil, söylenip durmak; kendi bütünlügünü ele geçirmeye çabalayan zihin degil, disarinin sonsuz asindirmasi; nihayet kendi üzerine isik düsüren hakikat degil, her zaman çoktan baslamis olan bir dilin akip gidisi ve izdirabi”. Chan’in imgeyi yeniden yapilandirisinda tarafsizligin gördügü is bu. Çünkü Chan’in çalismasinda tarafsizligin kosulunu, iptal edis ve sinirla yüz yüze gelme hali olusturuyor: 7 Isik’in ne/ne de halindeki sikintili varolusu, kapilarini kendisinin açtigi, karsitliklara dayali dünyanin disina düsen imge. Bu tarafsizlik hali, ayni zamanda Chan’in imgelerinin ‘disariya’ geçisinin önünü de açiyor. Çünkü, görecegimiz gibi, 7 Isik birer imkânsiz imge, imgeyi mümkün kilan kosullarin ortadan kalkmasi anlamina gelen birer imge, disaridan gelen. (George Baker)