Çagdas dünya ekonominin küresellesmesi ve jeopolitik çatismalar tarafindan sürekli olarak yeniden tanimlaniyor. Ulusasiri ticaret, sinir geçisleri, göç, küresel iletisim ve yeni teknolojiler hayatimizin neredeyse her boyutunu dönüstürüyor. Ayni zamanda her birey, kültürel hafizanin ve kimligin yapibozumuyla ve bu radikal dönüsümlerin ortaya çikardigi degerlerle basa çikma mücadelesi veriyor. Avrupa ve Asya arasinda konumlanmis, hem Bati hem Dogu’dan farkli kültürel, dini ve siyasi etkileri uzlastirma konusunda uzun ve zengin bir tarihe sahip ve sonsuzca genisleyen Istanbul gibi bir metropolis bu hareketliligi mükemmel bir sekilde somutlastiriyor. Burasi arada’nin, melezligin ve nihai olarak Çokluk’un sehri. Burasi bir “Entre-Polis.”

Antrepo mekâni, dünyanin en hareketli mal ticareti ve insanlar arasi temas noktalarindan biri olan Istanbul limaninin bir parçasi. Cografi konumu son derece önemli: Jeopolitik hakimiyetin en önemli alaninin ortasinda, hem Bogaz'a hem de Haliç'e bakiyor. Istanbul'un, yarimkürenin her iki yönüne de bakan kapisi.

Antrepo No.3’ü 10. Uluslararasi Istanbul Bienali’nin mekâni olarak kullanmak, kaçinilmaz bir biçimde kentsel/jeopolitik konumuyla ve bu konumun anlamiyla da ilgilenmek demek. Antrepo yogunlastirilmis bir “Entre-polis”. Sanatçilarin, her zaman arada ve hareketli olan bugünün metropol hayatini arastirmalari, bu hayatla deney yapmalari için bir mekân. Gerçek bir sehir gibi islemesi ve Istanbul’un labirentimsi yapisini yansitmasi için Antrepo mekâni bir kentsel labirent olarak tasarlandi. Dünyanin farkli yerlerinden 50’den fazla sanatçinin çalismalarina ev sahipligi yapacak. Kentsel çokluk gibi, bu sanatçilar da, farkli diller kullanan son derece farkli kisilikler. Yogunlastirilmis “Entre-Polis”imizi yaratmak açisindan nihai önemdeki genis bir konular yelpazesini kesfetmeye ayirdilar zamanlarini: kentsel dönüsüm, küresel iletisim, göç, sinir ötesi yolculuklar, jeopolitik çatismalar, kültürel hafiza, etnik ve dini farkliliklar, kentsel baskaldiri, toplumsal dayanisma gösterileri ve eylemleri ve hatta, ask. Sanatsal vizyonlari ve jestleri hep dinamik, edimsel ve halkin katilimina açik. Birlikte, labirenti gerçekten kentsel hale getiriyorlar. Disaridaki sehrin bilgisiyle beslenen bu kentsel labirent, isik, karanlik, imgeler, sesler, eylemler, trafik ve kazalarin en yogun örtüsmesi ve karisimi içerisinde büyüyen ve çalkalanan bir sokak hayati senaryosu içerisinde tahayyül edildi ve düzenlendi. Katlari her yöne açiliyor -yukari ve asagi, saga ve sola, yönünü kaybediyor, kaotik, harikulade, ama gizem ve sürprizlerle dolu.

Sanat ve kentsel yasam arasindaki sinirlarin topyekûn kalkmasi için bir ortak eylem çagrisi.