FERHAT ÖZGÜR


Ferhat Özgür 1965’te Ankara’da dogdu, Ankara’da yasiyor ve çalisiyor. Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu, yüksek lisans ve doktora derecelerini Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde tamamladi. Video, fotograf, enstalasyon ve resim gibi farkli teknikler kullaniyor. Sanatçi çalismalarini söyle tanimliyor: “Farkli kimliklerin ve kimliklerin talep ettigi konumlarin, birbiriyle çarpistigini ve benim bile ikamet edemedigim bir yogunluk olusturduklarini görmek zor degil. Çalismalarimin odagi sadece ruhsal dünyamin derinlikleriyle degil, içinde yasadigim cografyanin siyasi, toplumsal ve kültürel gövdeleriyle de ilgili”. Sanatçinin son dönem sergileri arasinda, “Video Sunumu/Video Presentation”, A3 Kültür Merkezi (Rijeka, Hirvatistan, 2007), “Kisa-Hikayeler: Fotograflar 1890-2006”, Macy Galerisi (New York, 2007) ve “Free Kick/Serbest Vurus”, 9. Uluslararasi Istanbul Bienali Misafirperverlik Alani (2005) sayilabilir.

Bugün Günlerden Pazar/Tesi

Ankara’nin islek merkezlerinden Maltepe’de kurulmus olan Maltepe Pazari’nin önceki adi Rus Pazari idi. 1990’larin basinda Sovyetler Birligi’nin çöküsünden sonra, eski komünist bloga ait ülkelerden gelenler valizlerinde getirdikleri esyalari ve nesneleri burada satarlardi. Sonra bu pazar, yörenin adiyla paralel olarak, her türlü alet ve edevatin faturasiz ve vergisiz satildigi yer olan Maltepe Pazari olarak anilmaya basladi. Giderek ayni bölgede sadece Pazartesi günlerine özgü olmak üzere sebze ve meyve pazari da kurulacakti. Bu yüzden Maltepe Pazari’ndaki tüm tezgâhlar tasinabilir, tekerlekli metal iskeletlerden olusur. Pazar günü aksamindan itibaren çekiciler, ertesi gün kurulacak olan sebze-meyve pazarina yer açmak için, bu tekerlekli standlari/dükkânlari pazarin hemen asagisinda bulunan otoparka götürürler. 2005’te pazarin video çekimlerini yaparken tezgâh sahipleri bana pazarin belediye tarafindan yikilacagini ve yeni büyük bir alisveris merkezi yapilacagini söylemislerdi. 2007’de bölgeye tekrar gittigimde gördüklerim sadece hafriyat makinalariydi...

Oyun Alani: Bulmaca
Etkilesimli bir kamusal alan projesi

“Bulmaca” Projesi sanat ve toplumsal katilim arasinda bir isbirligini önermekte, sanat ile gündelik hayat/sanat ile oyun arasindaki sinirlara sizmayi amaçlamaktadir. Huizinga oyunun insanin en temel özelliklerinden biri oldugunu vurgularken, insanin ‘homo sapiens’ ve ‘homo faber’ özelliklerine ‘homo ludens’i, yani ‘oyun oynayan kisi’ özelligini de ekliyordu. Huizinga ciddi oynanmis her oyunda bir gerilim de buluyordu. Bu projenin amaci, bir oyun alani açmak için, IMÇ çalisanlariyla toplu ya da kisisel görüsmeler yapmak, bulmacalarin soru ve yanitlarini belirlemek ve ziyaretçilere ücretsiz dagitilacak dört sayfalik bir bulmaca gazetesi çikarmak. Bulmaca dogasi geregi kavramsaldir. Sorunu çözmek için gerekli olan tüm parçaciklari bize bastan verir ama bizi siyah ve beyaz kareler arasindaki bosluk sekmeleri araciligiyla kendimizle bas basa birakir. Bütün isimiz, parçaciklari dogru yerlere oturtmak, baglamlari birbirleriyle iliskilendirmektir. Proje kapsaminda yayinlanan Bulmaca gazetesi, IMÇ sakinlerinin öneriyle hazirlandi. Gazete, bireyler arasinda öznel bir bilgi akisina olanak sagliyor.
Ayrica, bulmaca tahtasinin kamusal bir alana yerlestirilmesiyle, gelip geçenlerin de bulmaca tahtasiyla karsilasmalari, oyuna girismeleri, yapitla temas kurmalari mümkün oluyor, böylece projenin etkilesim kurma gücü bir kat daha artiyor.