Bir adim ileri, iki adim geri

Küresellesme ve liberalizm bize sürekli olarak piyasa kanunlarinin kendiliginden belirledigi mutlu bir dünyada yasadigimiz mesajini iletir. Bu mutluluk sadece sistemin bizi korudugunu iddia ettigi ama bu mantiga aykiri bir biçimde sistemin ürettigi terör tarafindan tehdit edilir. Berlin Duvari’nin yikilisindan bu yana hep birlikte bu gerçekligin içinde varoluyoruz ve artik liberal tutkunun nihai sonuçlariyla karsi karsiyayiz. Bu zeminde, günümüz solu dayanaklarini yitirmis, derin bölünmelere ugramis ve dünyanin sorunlarina çözümlerle katkida bulunma kapasitesini yitirmis görünüyor. Devrimci solun güçlü simgesel mekânizmasi bu durumu en iyi anlatan bazi imgelerle bu ise katkida bulunuyor. “Bir adim ileri, iki adim geri”, 9 video kanalindan yayinlanacak bir video enstalasyonu: her birinde baska birisini gördügümüz fonsuz 8 ekrandaki kisilerin her biri ayni anda, baska dillerde Enternasyonal’i okuyor (Ingilizce, Fransizca, Ispanyolca, Almanca, Çince, Rusça, Italyanca, Rumence) ve kulaga tanidik gelen ama son derece karmasik bir kakofoni korosu olusturuyorlar, aralarinda ise Lenin Mozolesi’nin iç mekânini gördügümüz bir video-projeksiyon yer aliyor, bu videoda, tekrar eden bir düzende bu mekânin bir canlandirmasini izliyoruz, ve Lenin mumyasinin, bir karabasan görüyormusçasina kimildadigini fark ediyoruz...