HAMRA ABBAS


Hamra Abbas 1976’da Kuveyt’te dogdu, Hamra çalismalarini Pakistan'da sürdürüyor. Ilk sanat egitimini Lahor Ulusal Sanat Okulu’nda heykel ve minyatür boyama alaninda gördü, Berlin Sanat Üniversitesi'nde ögretim görevlisi olarak ve Lahor Ulusal Sanat Okulu’nda konuk fakülte üyesi olarak çalisti. Video, enstalasyon ve heykel dahil çesitli yöntemler kullanarak çalisan sanatçinin yerinde duramayan sanat uygulamalari kolay etiketlemelere direnir. Eskiyi yeniyle, belli bir kültüre özgü olani evrensel olanla karistiran Hamra Abbas, çalismalarinda kültürel aidiyet, yabancilasma, ask ve savasin yaratici ve yok edici güçleri gibi fikirleri inceler. Sanatçinin son dönem sergileri arasinda, “Beyond the Page/Sayfanin Ötesinde”, Pakistan’dan Çagdas Sanat, Manchester Sanat Galerisi (Ingiltere, 2006); “Artist Migration/Sanatçi Göçü”, Berlin-Dellbrügge & De Moll, Heidelberger Kunstverein (Almanya, 2006); 2006 Sydney Bienali; “Zeitsprünge, Raumfolgen/Zaman Siçramalari, Uzam Serileri”, ifa-Galerie Berlin (2005); “Meisterschülerpreis des Präsidenten der UdK Berlin Üstün Ögrenci Ödülü”; Galerie Michael Schultz OHG (Berlin, 2005); 5. Ceintje Bienali, Karadag Ulusal Müzesi (2004) sayilabilir.

Ders Çizgileri

Hamra Abbas’in “Ask Dersleri”nden alinacak birçok ders var. Ilk olarak ve öncelikle, ne kadar yumusak, tatmin edici ve haz dolu olursa olsun her ask iliskisinde atil bir tehlike unsuru yatar: ayrilma, yikim ve siddet tehlikesi. Ask konulu Hint minyatürlerinden yarattigi büyük ölçekli islerinde Hamra Abbas bu olasiligi inceliyor. Abbas iki figürü sevisirken gösteren geleneksel imgelerde kargilari, kiliçlari ve diger silahlari vurguluyor.
Bedenlerin bu mahrem halinde silahlarin mevcudiyeti askin öbür yönünü yansitirken sadece askin degil, her duygu ve eylemin terörün tehdidi altinda oldugu, dünyamizin su andaki durumuna da isaret ediyor.

Cisimlesmis anlamlariyla Hamra Abbas’in heykelleri tarihsel tür olarak minyatür resminin devami, ama Abbas, asiklarin bedenlerini cicili bicili renkler içerisindeki ucuz plastik bebekler havasinda üreterek bu türe baska bir boyut -kentsel tüketici estetigi- ekliyor. Dolayisiyla, eger çalismasinin bir yandan geleneksel minyatürü (muhtemelen ilk defa) heykel sanatina dönüstürdügü söylenebilirse, diger yandan da gelenek -çiftlesen figürler araciligiyla- popüler kültür ile eslestiriliyor.